F A N S O K A G I *
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

F A N S O K A G I *

Sona ermeyecek dostlukların sokağı; GHFS!..
 
AnasayfaPortalAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Bir Melankoli Hikayesi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
DuyGuLciN
NasıL bir Uyesin sen yaa =))
NasıL bir Uyesin sen yaa =))



Mesaj Sayısı : 767
Rep sistemi :
Bir Melankoli Hikayesi Left_bar_bleue0 / 1000 / 100Bir Melankoli Hikayesi Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 01/03/08

Bir Melankoli Hikayesi Empty
MesajKonu: Bir Melankoli Hikayesi   Bir Melankoli Hikayesi Icon_minitimePtsi Mart 02, 2009 12:51 pm

Hüzün yüklü gözleriyle doktorun gözlerine bakıyordu. Gördüğü doktorun gözleri miydi yoksa daha uzaklarda bir silueti mi arıyordu bilinmez. Ağır ve yorgun bir sesle:
__Saksıda kedi yetiştiriyorum…
Dedi. Şaşırarak baktı doktor.
__Nasıl anlamadım Şahika Hanım!
__Saksıda diyorum kedi yetiştiriyorum. Uzun zamandır rüyalarımda saksıda kedi yetiştiriyorum.
__Nasıl bir kedi?
__Bilmem rengine hiç dikkat etmedim. Boğazına kadar gömmüşüm kediyi toprağa, sadece kafası dışarıda. Gittiğim her yere onu da götürüyorum. Soruyorlar ne bu diye:’’ Kedi!’’ diyorum.’’ Bunlar toprakta yetişiyormuş. Kök salıp büyüyorlarmış!’’ Sürekli ağzına biberonla süt veriyorum. Bazen parça yiyecekler. Başına bir şey gelecek diye korkuyorum. Yatak odamda başucumda.
__Neden kedi peki?
__Bilmem! Sonuçta şu rüyayı göreyim diye uğraşmıyorum ki! Haftada bir ya da iki sefer görüyorum bu rüyayı.
__Genelde belli bir günde mi yoksa değişiyor mu?
__Sanırım daha çok kemoterapilerden sonra. Malum rahim kanseriyim. Tedavilerim hala sürüyor. İlk bu rüyayı Serkan gittikten sonra görmüştüm. Serkan’ın neden gittiğini anlatmıştım size.
__Eşinizdi değil mi?
__Evet, eşimdi. Artık değil. Ben hastalandıktan bir süre sonra gitti. Katlanamıyormuş benim her gün eriyip gitmeme. Kendisi de tükeniyormuş. ‘’Yapamam seninle artık! Senin yanında ruhum ölüyor!’’ dedi ve gitti. Oysa iyi günde kötü günde diye söz vermiştik evlenirken.
__Suçluyor musunuz onu?
__Hayır aslında! Kendimi suçluyorum. O hep kendini seven kendine dönük biriydi. Evlenirken en büyük şartı çocuğumuzun olmaması idi.
__Nasıl yani?
__Hayatında çocuk istemiyordu. Hayatıma ayak bağı istemiyorum derdi hep. Sorumluluk Serkan’a göre bir şey değildi. Ben istedim onun yanında kalmayı. O yüzden böyle bir şey yapmasını yadırgamadım.
__Yani kızmadınız mı hiç?
__Elbette kızdım. Hiç kızmadım demek yalan olur. Hayatımda en büyük isteğim bir çocuğumun olmasıydı. Ama onu o kadar çok seviyordum ki; bu isteğine bile tamam dedim. Dolayısıyla ondan ahdi vefa beklemek saçmalık olur.
__Peki, bu kedili rüyanız; ne yapıyorsunuz başka kedi ile?
__Hiçbir şey! Garip olanda bu, tanımadığım yerlerde elimde bir saksı, saksının içinde canlı bir kedi kafası ve biz dolaşıyoruz. Boğazında bir tasma ile köpek gezdirir gibi elimde saksı kedi gezdiriyorum.
__Yorgun görüyorum sizi!
__Evet; kendimi kırk beşlerden kalma bir radyo gibi hissediyorum. Kaba, sakil, hantal… Tedaviler yoruyor beni. Hem ruhum hasta hem bedenim. Enkaz gibiyim. Koskoca banka müdiresi Şahika, yenildi hepsine. Bakın, saçlarım da döküldü. Bu peruğu takıyorum. Saçlarım dökülmüş, gözlerimin altı morarmış, zayıflamışım. İçimde ise kocaman bir kurt her gün kemiriyor. Altı oyulan bir bina gibiyim, her an göçük tehlikesi var yani.
__Bu kadar umutsuz olmamak gerekiyor Şahika Hanım! Hayat yıllandıkça olgunlaşan şarap gibidir. Yıllandıkça tadını lezzetini alır.
__Belki ama o şarap mahzenindeki yıllanmış şarap olmayı beklerken bir şişe sirkeye dönüşmüş biriyim ben. Yıllanmış şaraplar yıllandıkça değeri ve kıymeti artar. Oysa ben…
__Lütfen böyle düşünmeyin. Bakın tedavinizin iyi gittiğini ve iyileştiğinizi söylemiştiniz geçen sefer. Biraz da iyi yönünden bakın.
__Bilmem, bakacak iyi yönü kaldı mı hayatın diye düşünüyorum. Bazen sadece kendim için yaşayacağım artık, bu hastalığı yenip yeniden doğacağım diyorum. Ama arkasından hayatta hiçbir şeye sahip olamamışım şimdiden sonra nasıl olacak diyorum.
__Mutlu olacağınız güzel şeyler yapın. Kapanmayın evlere. Dostlarınızla vakit geçirin. Hatta gidip bir kedi alın ve saksılardan kurtarın onu!
__İyi de ben kedi sevmem ki! Onlar nankör hayvanlardır. Sevgini verdiğin sürece yanındadırlar. Vermediğinde anında çeker giderler. Tıpkı kocam gibi. Şu tedavilerim bitsin bir tatile gideyim diyorum. Güneye doğru. Deniz, güneş, yeşil… Belki iyi gelir. Tabi ömrüm vefa ederse…
__Tamam, Şahika Hanım! Kendinize meşgaleler bulup aklımızdan çıkarıyoruz kötü düşünceleri. Biliyorsunuz, kanserin en büyük ilacı moraldir. Moralimizi yüksek tutacağız!
__Deniyorum Doktor Bey! İnanın deniyorum.
__Peki, o zaman bir hafta sonra tekrar görüşüyoruz. Saat onda oldu mu?
__Tamam! Bir hafta sonra…

Üç gün sonra yine kemoterapisi vardı. İstemeye istemeye gitti. Birkaç saat sürüyordu bu tedavi. Tedavi sonrası çok kötü midesi bulanıyordu. İçi sökülüyordu sanki. Lavaboya kapanıyor dakikalarca orada kalıyordu. Hastaneye gidip-gelirken taksi ile gidiyordu artık. Tedavi sonrası araba kullanamaz olmuştu. Taksiye biner, kafasını cama yaslar ve eve gelinceye kadar sessiz sesiz ağlardı. Ailesi; ’’beraber gidelim yalnız kalma! Bu hastalık yalnız atlatılmaz!’’ dedikleri halde istemiyordu hiçbirini yanında. Kendini çok ama çok yorgun ve haksızlığa uğramış hissediyordu. Kusma nöbetleri geçince kendini yatağa atıyor, bazen uyuyor bazen uyanık öylece yatıyordu kıvrılmış halde. Kırk yaşındaydı. Genç yaşta azmi sayesinde büyük bir bankanın müdürü olmuştu. Para pul sıkıntısı yoktu. Eşini seviyordu. Eşinin de onu sevdiğini düşünüyordu. Bu hastalığa yakalandıktan sonra her şey değişmişti. Kendini sevdiğini sandığı eşi; ‘’ seninle beraber ben de ölüyorum kalamam buralarda!’’ demiş ve gitmişti. Hem de hiçbir suçluluk hissetmeden. Bir hafta çabuk geçti, psikologu ile randevusuna gitti.
__Günaydın Doktor Bey!
__Günaydın Şahika Hanım! Bugün nasılsınız? Daha iyisiniz İnşallah?
__Pek bir değişiklik yok! Sadece kedi kaçtı?
__Hangi kedi?
__Rüyalarımdaki kedi! Dün rüyamda saksıdaki toprağı patileri ile eşti ve kaçtı. Artık bir kedim yok saksıda. Çok aradım, ama gitmişti. Bulamadım bir türlü hiçbir yerde. Birilerine soruyorum; ‘olgunlaşınca kaçıyor bunlar, böylece yenisini dikiyorsun!’’ diyorlar. Ben de; ‘’Yenisini istemiyorum artık. O kadar emek vermiştim. Her gün sütle beslemiştim. Ama bak gitti! ‘’diyorum Sizce ne demek bu?
__Belki sıkıntılarınızdan kurtuluyorsunuzdur. Rüyalar bazen öncü haberciler olarak değerlendirilir. Tedavinizin de sonuna geldiniz ya! Muhtemelen buna delalettir. Artık sıkıntılarınızı atlattığınıza…
__Bilmem! İçim yandı sanki onu yerinde bulamayınca! Çok garip bir duyguydu. Kendimi kötü hissettim…
………………….
………………………………………..

Israrla telefonu çalıyordu Şahikanın. Yatağından zorlukla kalktı. Yorgun bir sesle sordu kim olduğunu;
__Şahika kızım, nasılsın?
__İyiyim anne sen nasılsın?
__Ben de iyiyim. Sana bir şey söyleyeceğim ama ne olur çok üzülme ya da bilmiyorum aslında ne tepki vereceksin…
__Anne ne olur çabuk söyle, bilmecelerle uğraşacak durumda değilim.
__Serkan!
__Serkan mı? Ne olmuş!
__Ölmüş! Trafik kazası! Annesi aradı söyledi az önce.
__Nasıl yani?
__Bilmiyorum bu kadar söyledi kadıncağız gözyaşları içinde. Biliyorum Şahika’nın ahını buldu o; ama evlat işte ciğerim yanıyor haber verir misin Şahika’ya dedi.
__Üzüldüm…

Dedi telefonu kapatırken. Gözünün önünden geçti tüm yaşadıkları ömür bir çırpıda. Hüzünlü bir gülümseme belirdi yüzünde.
__Saksısından kaçan kediler böyle oluyor demek dedi. Saksının dışında yaşayamayacaklarını bilmiyorlar…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Bir Melankoli Hikayesi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
F A N S O K A G I * :: Hertelden :: Hikayeler..-
Buraya geçin: